Merhaba İnönü Güncelin sevgili okuyucuları. Son zamanlarda sosyal medya ve çeşitli blog sitelerindeki komplo teorisyenlerinin yazılarına denk geldim. Bu yazıyı kaleme almamdaki esas amaç bu komplo teorilerinin esasına inmek, neden böyle düşüncelerin ortaya atıldığını anlamaya ve günümüz dünya siyasetini küçük de olsa anlamaya çalışmak diyebiliriz.
Yeni Coronavirüs (Covid-19) bütün dünyayı etkisi altına almaya ve toplumlara kaosla hükmetmeye başladığı vakitlerde akıllara gelen soru şu: “Egemen güçler sıcak çatışmayı göze alamadıkları için yapay bir mikroorganizma ile topyekün cihana bir saldırı mı düzenliyor?” Böyle düşünmek çok uç gelebilir fakat sizler için biraz açayım. 1945 yılından beri yeryüzü, çok sefer cihan harbi tehlikeleriyle karşı karşıya geldi. Lakin, dönemin egemen hiçbir küresel gücü böyle bir savaşı göze alamadı. Çünkü ordular ve sıcak çatışmalarla dolu her savaş, ülke ekonomisini çok kısa zaman içerisinde alaşağı edebiliyor ve savaş kazanılsa da kazanılmasa da iki tarafa da ağır ekonomik kayıplar veriyordu.
-Son yüzyılda bölgesel çatışmaların artması ve bu çatışmaların çoğunlukla 3. Dünya ülkelerinde meydana gelmesi,
-Ne hikmetse bölgesel çatışmaların var olduğu ülkelerde düzenli ordular yerine düzensiz yerel milislerin boy göstermesi
-Global sermaye baronlarının bu bölgelerde yüklü miktarda silah ve mühimmat ticareti yapması
-Ve yine her ne hikmetse bu çatışmaların odağındaki ülkelerin veya milis güçlerin büyük devletlerce desteklenmesi
Bu ve bu gibi durumlar kimsenin küresel bir çatışmayı göze alamadığını, ancak birbirlerine göz dağı vermekten de kaçınmadıklarının en büyük göstergelerinden biridir. Dilerseniz bu konuyu biraz daha açalım.
Misal, Suriye örneğini ele almak gerekirse; Dünyanın hemen hemen bütün egemen güçleri, Suriye topraklarında asker bulunduruyor. ABD, Rusya, Türkiye, Fransa (ki vaktiyle buralar Fransız sömürgesiydi), İngiltere vs. birçok devlet bu topraklarda çeşitli askeri operasyonlar yürütüyor. Yeri geliyor Türkiye gibi düzenli ordularla hareket ediliyor. Yeri geliyor ABD gibi PKK/YPG terör unsurlarıyla hareket ediliyor. Ve Covid-19 salgınından önce tüm dünya birbirine Suriye üzerinden gözdağı veriyordu. Örneğin ABD zaten halihazırda diplomatik olarak problem yaşadığı Rusya’ya; Suriye’de, Rus askeri konvoyunun önünü keserek gözdağı veriyordu.
Peki ama konunun Yeni Coronavirüs (Covid-19) salgını ile ne alakası var. Az önce belirttiğim üzere küresel askeri mücadele ülkeler ekonomisine büyük zararlar verebiliyor. Ve her savaşta olduğu gibi sivil halk bundan en fazla zararı gören zümre oluyor. Yine o şekil bir durumla karşı karşıyayız diye düşünmekteyim. Küresel askeri mücadelenin ekonomik istikrara olan zararının en aza indirilmesi ve yine bundan çeşitli cenahların kârlı çıkması amacıyla Hint Bilim adamlarının araştırmasına dayanarak şunu söyleyebilirim ki; bu virüs küresel kaos yaratmak, ülkelerin istikrar seviyesini düşürmek ve mümkünse yok etmek, özellikle 3. Dünya ülkelerinin hepsinde olmayacak olan silahlı çatışmaların etkisini hastalık yoluyla yaratmak ve hükumetleri yerinden etmek, zayıf ekonomiye sahip ülkelerin iflasını sağlamak ve küresel sermayeden borç alabilmelerini sağlayıp zaten var olan borç yüklerine yenisini eklemek, Avrupa ülkeleri veya daha istikrarlı ülkelerin istikrar kaybı yaşamasını sağlamak ve onları ekonomik ve sosyal olarak kaosa sürüklemek amacıyla laboratuvar ortamında yapay olarak oluşturulmuş küresel bir savaş aracı olabilme ihtimali çok kişi tarafından konuşulmakta. Dediğim gibi bunlar tamamen komplo teorisi ve benim yorumlarımdan ibaret. Yasal bir dayanağı olmayan ve herhangi bir makaleye konu olmamış olgulardan bahsettiğimi bilmenizde fayda var.
Şunu söyleyebilirsiniz; “Madem egemen güçler böyle bir biyolojik silah var etti neden kendi halklarını tehlikeye atıyor?” ki gayet mantıklı bir soru. Şöyle açıklamak gerekirse sivil halk olarak esasında devletin devamlılığı açısından en hayati olguyuz. Fakat unutmayın askeri mücadelelerde bile her devlet kendi halkını aslında ölüme sürükler. Ki bunun en net örneği 2. Dünya Savaşıdır. Sivil halk ile asker ölümleri birbirine çok yakındır. Küresel egemen güçlerin amaçlarına giden yolda, kaybedilen milyonlarca insan bile olsa, devlet bunu sadece sayıdan ibaret kabul edecek ve esasen amaç uğruna verilen savaşın kazanılıp kazanılmaması hususuna odaklanacaklardır. Ve esasen bu amaç her küresel gücün istediği üzere dünyanın tek merkezden yönetilmesi arzusudur. Osmanlı İmparatorluğu, Britanya İmparatorluğu, Rus Çarlığı ve Fransa gibi devletler 17. YY sonrasında siyasetlerini dünyanın yönetilmesi hususunda eskiden beri olduğu gibi yeniden dizayn etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, Hilafet gücü ile dini olarak bunu başarmış, Britanya İmparatorluğu ve diğer ülkeler ise sömürgecilik ile bu emellerine ulaşmaya çalışmış ve nitekim başarılı da olmuşlardır. Sonunda, sömürgecilik anlayışı günümüz emperyal düzenin temelini oluşturmuştur. Günümüzde ise bu anlayış “Soğuk Savaş” döneminde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (S.S.C.B) ile Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D) ile yaşanan gerilimli dönemin akabinde tek elden ABD’ye kalmıştır. Ve bu gerilim döneminde dünya çok kez bir küresel çatışmanın eşiğine gelse de kimse bu çapta bir krizi göze alamamış ve çatışmalar bölgesel kalmaktan öteye gidememiştir.
Komplo Teorisyenleri ve Sosyal Medya şarlatanlarının yazıp çizdiği yukarıda belirttiğim şeylere ve benim yorumlarıma itibar edip etmemek tamamen size kalmış. Benim esasen bu yazıda sizlere anlatmak istediğim bir şey var dostlar. Hükumetlerin küresel mücadeleleri her zaman için biz sivil halka zarar vermiştir. Gerek ekonomik ve gerek sosyal olarak bu çekişmeler toplum yapısını bozmuştur. Hükumetlerin devletlerin ilk oluştuğu zamanlardan beri yapamadığını belki de bu virüs yapmış ve kimse her ne hikmetse kimsenin işine karışmaz olmuştur. Ama yine de sosyal yapı alt üst olmuş, ekonomiler buhranın eşiğine gelmiş ve kaos hüküm sürmeye başlamıştır. Tanıdık geldi mi? Evet evet! Bu saydıklarım savaşlarda olur. Sosyal yaşam alt üst olduktan sonra ekonomi çökmeye, Ölümler başladığı andan itibaren kaos hüküm sürmeye ve insanlar büyük telaşa kapılmaya başlar.
Sizden hususi ricam:
Evlerinizden Çıkmayınız! Devletimize Güveniniz! Emin olunuz ki hükumetimiz bu hususta yapılabilecek en iyi çalışmayı yürütüyor. Bu şartlarda bile metanetini koruyan devlet adamlarımızın bir kez olsun karşısında değil de yanında yer alın. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalifi olabilirsiniz veya olabiliriz. Hükumet politikalarını beğenmiyor olabilirsiniz ya da olabiliriz. Ama artık mesele siyasi görüşlerden daha öteye insanlığın ve bilhassa devletimizin devamlılığı açısından çok önemli. Lütfen hükumet uyarılarına uyalım, Devletimizin karşısında değil yanında olalım.
Sağlık ve esenlikle kalın. Saygılar ve sevgiler.
Alperen Zeybek |İnönü Güncel Topluluğu Yazarı|
1 Yorum
Sıcak savaş maliyetli olur demişsiniz ancak sanırım SARS-CoV-2 salgınının bilançosundan haberiniz yok; https://finviz.com/publish/032620/sec_w4_110970728.png
Talepdeki düşüş nedeniyle Çin’in 2020’yi son 30 yılının en düşük büyüme hızıyla kapatması bekleniyor;
https://www.cnbc.com/2020/03/20/coronavirus-hits-chinas-economy-twice-as-financial-contagion-spreads-across-the-globe.html
https://www.reuters.com/article/us-china-economy/chinas-economic-growth-set-to-slow-to-30-year-low-this-year-more-government-support-seen-reuters-poll-idUSKBN1ZD0O9